12 Mayıs 2014 Pazartesi

Kandil ve Kazan

Kışın ortasında Nasrettin Hoca’nın arkadaşları, Hoca’nın evinde
bir akşam yemeği yemek isterler. Bir plan hazırlayarak Hoca’nın
yanına giderler.
 İçlerinden biri:
 -Hocam biz bir konuda anlaşamadık. Bize yardım eder misin, der.
 Hoca:
 -Neymiş o bakalım, diye sorar.
 -Acaba Hoca akşam sabaha kadar şehrin dışında ateş yakmadan
kalabilir mi, diye tartıştık. Bahse girdik. Ne dersin Hocam, gece
sabaha kadar soğukta kalabilir misin?
 Hoca hiç duraksamadan:
 -Ne var bunda, elbette kalırım, der.
 Arkadaşları hemen atılır:
 -Hocam! Eğer gece soğukta sabaha kadar kalırsan sana güzel
bir ziyafet vereceğiz. Ama yanında ısınacak hiçbir şey olmayacak.
Yok eğer bekleyemezsen, sen bize bir sofra donatacaksın tamam
mı, derler. Hoca, bu şartı da kabul eder. Ertesi gece Hoca, soğuk,
fırtına, kar demeden şehrin dışında sabaha kadar bekler. Bekler
ama soğuktan da neredeyse donacak hâle gelir. Sabah erkenden
arkadaşları ile buluşur. Herkes, Hoca’nın sabaha kadar soğuğa
dayanamayacağını düşünmüştür. Onu görünce ziyafeti kaçırdıkları
için üzülürler.
 Hoca:
 -Bahsi kazandım ama çok da sıkıntı çektim. Neredeyse
donacaktım. Çok soğuk vardı. Fırtına hiç dinmedi. Sadece çok
uzaklarda bir kandil ışığı gördüm, diyerek gece olanları anlatır.

Bunu duyan arkadaşları:
 -Hah, derler. İşte bahsi kaybettin. Hani etrafında hiç ateş
olmayacaktı? Ama sen mum ışığı ile ısınmışsın. Bahsi kaybettin.
Hoca, uzaktan görünen mum ışığının kendisini ısıtmadığını söylese de
arkadaşlarına kabul ettiremez. Çaresiz, onlara ziyafet vermeyi kabul
eder. Ertesi akşam, Hoca’nın arkadaşları çorbalar, dolmalar, börekler
hayal ederek neşeyle Hoca’nın evine gelirler. Bir de bakarlar ki sofra
kurulu ama ortada yemek falan yok.
 Hoca onlara:
 -Sabredin, birazdan yemekler hazır olacak, der.
 Aradan bir saat geçer, yemek yok. İki saat geçer, yemek yok.
 -Yemek bahçede pişiyor. Gelin de pişip pişmediğine bakalım,
der Hoca.
 Bir de ne görsünler! Hoca bir ağacın dalına yemek kazanı
asmış. Yere de bir mum koymuş, kazanı kaynatmaya çalışıyor. Çok
şaşırırlar.
 -Aman Hocam, bir mumla bu koskoca kazan kaynar mı hiç, diye
sorduklarında, Hoca şu cevabı verir:
 -Elbette kaynar. Dün gece ben şehrin bir ucundan gelen mum
ışığı ile ısındım da bu mum bu kazanı neden kaynatmasın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder