12 Mayıs 2014 Pazartesi

Tartı

Hoca, aldığı iki kilo eti eve göndermiş. Eti götüren çocuğa:
 -Aman oğlum, unutma! Hanıma söyle, bu etle yemek yapsın,
demiş.
Hoca’nın hanımı eti almış. Güzel bir yemek yapmış. Öğle saatinde
komşular gelmişler. Hoca’nın hanımı, nezaket olsun diye komşuları
yemeğe davet etmiş. Komşular oturmuşlar, yemeği bir güzel yemişler.
Hoca, akşam eve gelmiş. Sofraya oturmuş. Bakmış sofrada yalnız
bulgur pilavı var. Öfkelenip karısına bağırmış:
 -Hanım, hani bizim et yemeği nerede?
 Karısı:
 -Hiç sorma bey. Senin gönderdiğin eti kedi yedi, demiş.
 Hoca sofradan fırlamış. Eline bir sopa almış ve kediyi aramaya
başlamış. Kediyi bulmuş. Bulmuş ama pek şaşırmış. Çünkü bildiği sıska,
zayıf kedi karşısında duruyormuş.
 -Eti bu mu yedi, diye karısına sormuş.
 Karısı:
 -Evet, bu utanmaz yedi, diye karşılık vermiş.
 Hoca, inanmayan gözlerle karısına bakmış. Sonra mutfağa koşmuş.
Teraziyi almış, bir kefesine kediyi, bir kefesine de ağırlıkları koymuş.
Kedi tastamam iki kilo gelmiş. Bunun üzerine Hoca, karısına sormuş:
 -Hanım hanım! Bizim kedi iki kilo geldi. Bizim et de iki kiloydu.
Öyleyse bu tarttığım kediyse et nerede? Yok, bu tarttığım et ise, kedi
nerede?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder